Türkiye; aktif bölgesel bir güç olarak, uluslararası ilişkilere yön verme kabiliyetine sahip olan büyük güçler arasında yerini alma yolunda ilerlemektedir. Özellikle son on yılda sınırları dışında Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar tüm coğrafyalarda geçmişten aldığı ilhamla insan temelli diplomasi yürüten ülkemizin uluslararası arenada kullanabileceği en önemli anahtarının diplomasi olduğunun farkındadır. Bu bağlamda dünyanın en eski demokrasisinin başkenti olan Antalya/Patara’da ‘Antalya Diplomasi Forumu’ düzenlenmesine karar verilmiştir. Forumun amacının “…liderlerin, siyasetçilerin, önde gelen akademisyenlerin, düşünürlerin, kanaat önderlerinin, diplomatların ve iş insanlarının her yıl bir araya gelerek, küresel ve bölgesel meseleleri vizyoner bir bakış açısıyla ele almalarını sağlayacak ve sorunlara çözüm önerileri getirecek bir diyalog platformu oluşturulması…” olarak belirlenmesi Türkiye’nin bugün ve gelecekte bir “Diplomasi Merkezi” olma isteğini yansıtmaktadır.
Forum, ilk olarak geçen sene “Yenilikçi Diplomasi: Yeni Dönem, Yeni Yaklaşımlar” başlığıyla düzenlenmiştir. Covid-19 salgınına denk gelmesine rağmen yoğun bir katılım ve ilgiyle takip edilen forum, Türkiye’nin diplomasi bağlamında gerçekleştirebileceği etkinin kurumsallaşması anlamında önem arz etmektedir.
Türkiye’nin diplomasi tarihine yenilikçi ve dönüştürücü etkisinin göstergesi olacak Antalya Diplomasi Forumu’nun ikincisi, “Diplomasiyi Yeniden Kurgulamak” başlığıyla 11-13 Mart 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Forum, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın tırmandığı günlerde iki ülke arasındaki en yüksek seviyedeki diplomatik görüşmelere ev sahipliği yapması hasebiyle tüm dünya ilgisini de çekmiştir. Her ne kadar görüşmelerde bir sonuç alınamasa da, Türkiye’nin çatışan iki taraf içinde güvenilir olduğunu tescillemiştir. Ayrıca, Türkiye iki ülke arasındaki barışın tesisi için girişimlerine kararlı bir şekilde devam edeceğini göstermiştir. İlk görüşmede barışın olmayacağının farkında olan Türk arabulucu heyeti, etkin arabuluculuk sürecini sürdürmeye devam etmektedir. Bu özelliği ile bile ayrı bir yere sahip olan Foruma; 17 devlet ve hükümet başkanı, 80 bakan, 39 uluslararası örgüt temsilcisi, 400 gazeteci olmak üzere 75 ülkeden 3 binden fazla kişi katılmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan toplamda 11, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ise 67 ikili görüşme gerçekleştirerek önemli bir diplomasi zirvesine ev sahipliği yapmıştır.
Forumun teması olan diplomasinin kurgulanması neden önemlidir? Neden bu isim tercih edilmiştir? Konferans diplomasisinin başarılı bir örneği olan Forum, Türk diplomasisini geleneksel diplomasisinden yenilikçi diplomasiye geçişi de önemli bir aşamadır. Çünkü, dünya ile beraber kavramlar, tanımlar ve değerler de hızla değişmektedir. Karşımızda diplomasinin de değişime uğradığı yeniden inşa olan bir dünya olduğu görülmektedir. Öyleyse bu değişime ayak uydurmak ve diplomasiyi yeniden kurgulamak gerekmektedir.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan dünya düzeninde başat güçleri merkeze alan, savaşı kazanan devletlerin kendi çıkarlarını gözeterek kurmuş olduğu uluslararası yapılar üzerine inşa ettiği diplomasi araçlarının başarıya ulaşamadığı, ulaşanların ise kendi emelleri doğrultusunda kurucu ülkelere etkin şekilde hizmet ettiği görülmüştür. Devletler, hiç olmadığı kadar birbirinden uzak ve aynı zamanda birbirine bir o kadar da yakın oldukları dönemlerden birini yaşamaktadır. Çatışma ve savaşlar dünyanın her yerinde toplumları etkilemekte, masum insanlara zarar vermektedir. Dini, dili, ırkı ayrım yapılmaksızın masum insanlardan akan yaş herkesi ortak sorumluluğundadır. Fakat, çifte standart yaklaşımlara da şahit olmaktayız. Suriye’de, Yemen’de, Libya’da ve Keşmir’de yaşanan acılara, kaybedilen masum hayatlara karşı batılı devletler sessiz kalırken, Ukrayna’daki savaşta ise tepkilerini göstermişler ve göstermeye devam etmektedirler. Bu sebeple, Rusya karşısında mobilize olmuş ve yaptırım diplomasisini en ağır şekliyle ekonomik olarak uygulayan ve savaş sistemlerini esirgemeyen Batı’nın çifte standartı ve ikiyüzlülüğü de aşikâr olmuştur. Belki de, Batı olarak tanımladığımız ülkeleri savaş sürecindeki politikalarından dolayı çifte standart ve ikiyüzlülük ile suçlamak bizim onlara yüklediğimiz üstün(!) misyonun tezahürü oluyordu. Batı kendisini tanımladığı sınırların içinde sarı saçlı ve mavi gözlü Avrupalıların ölmesine üzülüyordu. Onları yargılamak yerine kendimizi yargılamamız gerekiyordu. Dünyanın koruyucusu Batı mıydı? İnsanlığın korunması için taviz göstermeleri bu üstün(!) devletler için beklenemez miydi?
Diplomasi Forumu boyunca Avrupalı bütün liderler, çifte standartı kabul ederek bunun güvenliklerine yönelik argümanlar kapsamında anlaşılması gerektiğini ifade etmişlerdir. Bu söylemler forumun diplomasinin kurumsal olarak yeniden kurgulanması yönünü de göstermiştir. Ülkelerin kendi çıkarları çerçevesinde hareket edebildiği dünyanın daha adil bir düzene ihtiyacı vardır. Neredeyse Afrika ve Asyalı temsilcilerin hepsinin “Dünya beşten büyüktür!” söylemine gönderme yaparak ifade ettiği ortak vurgu, devletlerarası ilişkilerin kategorileştirilmiş yapısı ve adaletsizliği üzerine olmuştur. Özellikle BM Güvenlik Konseyi’nin yapısı eleştiriye maruz kalmıştır.
Sadece diplomasi kavramı üzerinde durulmamış aynı zamanda enerji, bilişim, kadın, gıda ve bölgesel konulara da değinilmiştir. Forumda düzenlenen paneller aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.
Pandemik Sonrası İyileşme, Geçim Kaynakları ve Yerleşim Yerleri |
Afganistan: Yeni Gerçeklerle Nasıl Başa Çıkılır? |
Adalet, Reformlar ve Daha Güçlü Kurumlar |
Kapsayıcı ve Sürdürülebilir Bir Büyüme için Yeşil Ekonomi |
Adf Konuşmaları: Farklılıklar Arasında Köprü Kurma |
Dayanışmayı Güçlendirmek ve Yumuşak Güçle Barışı Teşvik Etmek |
Liderler Konuşması: Barışın ya da Savaşın Bedeli |
Avrupa için Stratejik Özerklik Neyi Gerektirir? |
Küresel Sağlıkta Eşitlik |
Demokratik Yönetişim ve Güvenlik |
AB Genişlemesi |
Adf Konuşmaları: Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti |
Çalkantılı Bir Çağda Liderlik ve Diplomasi |
ADF 2022 Özel Oturumu: Diplomasiyi Yeniden Kodlamak |
Deniz Sınır Anlaşmazlıklarının Barışçıl Çözümü |
Afrika'da Kalkınma Vizyonu |
Barış ve Refaha Giden Bölgesel ve Küresel Yollar |
ADF Liderler Konuşması: Bosna Hersek'in Geleceği |
Balkanlarda Uzlaşmacı Diyalog |
Avrupa'da Güvenliği Yeniden Gözden Geçirme |
Düzensiz Göçün Ele Alınması: Bütüncül Bir Yaklaşım |
Kriz Sürecinde Enerji Güvenliği |
"Barış ve İstikrar için Çok Taraflılık" |
Etkin Küresel Yönetişim |
Liderler Konuşması: Değişimi Temsil Etmek |
Sürdürülebilir Bir Bölgesel Büyüme için Asya Yeniden |
Dijital Çağda Kültürel Mirasın Korunması |
AI, Metaverse ve Diğer Her Şey |
ADF Konuşmaları: Güney Kafkasya |
Terörle Mücadele: Eksik Olan Nedir? |
Asya-Pasifik'te İşbirliği ve Rekabet |
Çok Taraflılığın Canlandırılması: BM ve Ötesi |
Kadınlar İnsanlığı Güçlendirir |
İklim Değişikliği ve Enerji Geçişi |
Gıda Güvenliği ve Tarımın Dönüşümü |
Parlamenter Diplomasi |
Irkçılık ve Ayrımcılıkla Mücadele |
Gerçek Ötesi Çağda Dezenformasyonla Mücadele |
ADF Gençlik / Spor |
Latin Amerika ve Karayipler'deki Dinamizmi Yeniden Canlandırmak |
Antalya Diplomasi Forumu aracılığıyla Türkiye, çeşitli ülkelerden gelen temsilcilerle oluşturduğu tartışma ortamında diplomasinin sorunlarına ışık tutarak çözüm yolları geliştirmeye çalışmıştır. İnsanlığın sorunlarının çözümü, iş birliği yollarının açılarak artırılması, ulusal çıkarlarının korunmasının farklı yolları aranmıştır. Yenilenmiş bir dile ihtiyaç duyulduğu gösterilmiştir.