Ukrayna'daki Enerji Santrallerine Yönelik Saldırı
Eski İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad Yeniden Aday
Sağcı Bakanlar Koalisyon Hükümetini Dağıtmakla Tehdit Etti
İsrail'de aşırı sağcı partileri temsil eden Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Kamu Güvenliği Bakanı Itamar Ben-Gvir, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ABD Başkanı Joe Biden'ın Gazze için önerdiği ateşkes planını kabul etmesi durumunda hükümetten çekilmekle tehdit etti. Smotrich, sosyal medyada yaptığı açıklamada, "Başbakanla az önce konuştum ve Hamas yok edilmeden ve tüm rehineler serbest bırakılmadan savaşın sona erdirilmesi yönünde önerilen planı kabul etmesi halinde hükümetin bir parçası olmayacağımı kendisine açıkça ifade ettim," dedi. Ben-Gvir de benzer bir açıklamaya yer verdi. Nitekim Biden'ın 31 Mayıs'ta duyurduğu üç aşamalı plan, altı haftalık bir ateşkes, İsrail ordusunun çekilmesi, rehinelerin serbest bırakılması, insani yardım gönderimi ve kalıcı bir ateşkes için müzakereleri içermektedir. Bu bağlamda da Netanyahu'nun ofisi, "Hamas tamamen yok olana kadar İsrail'in savaşı durdurmayacağı" açıklamasını yaptı. Mısır, Katar ve ABD gibi ülkeler ise tarafları planı kabul etmeye çağırırken, uzmanlar İsrail hükümetinin planı kabul etmeyeceğini ve çatışmaların devam edeceğini öngörmektedir. Nitekim Biden'ın girişiminin, ABD başkanlık seçimleri öncesinde seçmen desteğini artırmayı amaçladığı belirtilmekte olup, Washington'ın İsrail'e karşı ciddi yaptırımlar uygulamayacağı savunulmaktadır.
Rusya, Afganistan’ın ŞİO Üyeliğini Desteklemekte
Moskova, Afganistan'ın Şanghay İşbirliği Örgütü'ne (ŞİÖ) tam üye olmasını destekleyeceğini açıkladı. Bu destek, Taliban'ın yasaklı örgütler listesinden çıkarılmasından sonra verileceği ifade edildi. Rusya Dışişleri Bakanlığı İkinci Asya Departmanı Direktörü Zamir Kabulov, ŞİÖ’nün her şeyden önce ekonomik bir örgüt olduğunu, bu bağlamda Afganistan'ın ekonomik durumunu düzene sokması gerektiğini ve diğer üyelerin de bu üyeliği uygun bulması gerektiğini belirtmiştir. Bugün Afganistan, ŞİÖ'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu gözlemcisi statüsüne sahiptir. Ancak, Taliban yönetimini hiçbir ülke tanımadığı için örgütün temsilcileri toplantılara katılamamaktadır. Öte yandan, Rusya Dışişleri Bakanlığı ve Rusya Federasyonu Adalet Bakanlığı, Vladimir Putin’e, 27 Mayıs'ta Taliban'ın yasaklı örgütler listesinden çıkarılmasınıönermiştir. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise, Taliban'ın şu anda tüm Afganistan'ı kontrol ettiğini ve Moskova'nın bu gerçekleri göz önünde bulundurarak ilişkiler kuracağını ifade etmiştir. Buna ek olarak, 3 Haziran'da Kazakistan da Taliban'ı terör örgütleri listesinden çıkarmıştır.
Rusya’da Kırım ve Yeni Bölgelerden Yeni Bir Federal Bölge Oluşturulacak
St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu'nda (SPIEF) Zaporijya Oblastı Valisi Yevgeni Balitsky, Rusya'da Kırım ile birlikte dört yeni bölgeyi kapsayacak bir federal bölge oluşturulacağını açıkladı. Bu bölgelerin Luhansk ve Donetsk Halk Cumhuriyetleri, Zaporijya Oblastı ve Herson Oblastı olacağı bildirildi. Balitsky, 30 Eylül 2022'de bu dört yeni bölgeden oluşan bir federal bölge oluşturulabileceğini dile getirmiş ve aynı gün Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ilgili bölgelerin liderleri, bu bölgelerin Rusya'ya katılımına dair anlaşmaları imzalamıştır. Ayrıca Putin, bu bölgelerde yaşayan insanların "sonsuza dek Rusya Federasyonu vatandaşı" olacaklarını vurgulamıştır. Nitekim Rusya'nın Ukrayna'daki özel operasyonu 24 Şubat 2022'de başlamış olup bu operasyon sonucunda Luhansk ve Donetsk Halk Cumhuriyetleri, Zaporijya Oblastı ve Herson Oblastı bölgelerinin büyük bir kısmı kontrol altına alınmış ve bu bölgeler de yapılan referandumlar sonucunda Rusya'ya katılmışlardır. Buna karşın Ukrayna, bu referandumların sonuçlarını ve Kırım'ın durumunu tanımamaktadır.
2024 Avrupa Parlamentosu Seçimleri
Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerinde 6 Haziran'da başlayan Avrupa Parlamentosu seçimlerinin 9 Haziran'a kadar süreceği açıklandı. Bu seçimlerin sonuçları, AB'nin ana yasama organının yapısını belirleyecek olup, 2029'a kadar birliğin iç ve dış politikasını etkileyecektir. 2024 seçimlerinde 720 sandalye dağıtılacaktır; 2019'da ise 750 sandalye dağıtılmıştı, nitekim o zamanlar Birleşik Krallık halen AB üyesiydi. Öte yandan, seçimlere yaklaşık 200 partiden temsilciler katılacaktır. Hollanda vatandaşları 6 Haziran'da, İrlanda vatandaşları ise 7 Haziran'da oy kullanmaya başlayacaklardır. 8 Haziran'da Letonya, Slovakya ve Malta'da oy kullanılacak olup, ana oy verme günü 9 Haziran'da gerçekleştirilecektir. Avrupa Parlamentosu'nda her ülkenin nüfusuna bağlı olarak en az 6, en fazla 96 milletvekili bulunacaktır. En fazla Milletvekili Almanya'dan olup, en az ise Kıbrıs, Lüksemburg ve Malta'dan olmaktadır. Ayrıca milletvekilleri, seçimlere katılan partilerin mensubu oldukları fraksiyonlar arasında dağıtılacaktır. Parlamento seçimlerinin ardından ise, yeni Avrupa Devlet ve Hükûmet Başkanları Konseyi Başkanı seçilmektedir. Bu kişi, AB liderleri tarafından nitelikli çoğunlukla seçilmektedir. Eylül ayında ise Avrupa Komisyonu Başkanı'nın seçimi yapılacaktır.(Ведомости, “На что и как повлияют начавшиеся выборы в Европарламент”, (07.06.2024))
Biden ve Macron, Dondurulan Rus Varlıklarının Kullanımı Hakkında Görüşme Gerçekleştirdi
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, dondurulan Rus varlıklarından elde edilecek gelirin Ukrayna'ya yardım için kullanılmasına yönelik bir anlaşma gerçekleştirdiler. Bu anlaşma, "Normandiya Çıkarması"nın 80. yıldönümü töreninin ardından Paris'te yapılan görüşmede gerçekleştirildi. İki lider, Ukrayna'ya destek konusunda birlik olduklarını ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e karşı olduklarını belirten ortak bir "yol haritası" yayımladılar. Nitekim, bu yıl yaklaşık 3 milyar Euro olan bu gelirin %90'ının Ukrayna ordusuna yönlendirileceği kararlaştırıldı. Ayrıca, dondurulan Rus varlıklarının yılda yaklaşık 5 milyar Euro getirebileceği kaydedilmiştir. Bu gelirin %90'ının Avrupa Barış Fonu (European Peace Facility - EPF) aracılığıyla Ukrayna'nın askeri ihtiyaçlarına, kalan %10'unun ise Kiev'e başka yollarla destek için kullanılması planlanmaktadır. Öte yandan Kremlin, Rus varlıklarının dondurulmasını hırsızlık ve uluslararası hukukun ihlali olarak nitelendirmektedir. Ayrıca, Rusya Dışişleri Bakanlığı Enformasyon ve Basın Dairesi Başkanı Mariya Zaharova, varlıkların alınması durumunda misilleme yapılacağı konusunda uyarıda bulundu. 28 Nisan'da Kremlin Basın Sözcüsü Dmitri Peskov ise, Rus varlıklarının alınmasının ardından Batı'nın yalnızca Moskova'nın misillemesiyle karşı karşıya kalmayacağını, aynı zamanda yabancı yatırımcıların güvenini de kaybedeceğini açıkladı.
BRICS Dışişleri Bakanları, Ukrayna'daki Çatışmanın Diplomatik Yollarla Çözülmesini Savundu
BRICS Dışişleri Bakanları, Ukrayna'daki çatışmanın diplomatik yollarla çözülmesi gerektiğini savunarak arabuluculuk teklif etti. Hindistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan ortak açıklamada, bakanların Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Genel Kurulu da dahil olmak üzere Ukrayna konusundaki ulusal pozisyonlarını hatırlattığı ve çatışmanın barışçıl çözümüne yönelik müzakereler ile diplomasi yoluyla arabuluculuk tekliflerinin memnuniyetle karşılandığı belirtildi. 2023 yılı ağustos ayında Güney Afrika'da yapılan 15. BRICS Zirvesi'nde de benzer bir açıklama yapılmış olup, Afrika liderlerinin barış misyonu gibi arabuluculuk teklifleri memnuniyetle karşılanmıştı. Ayrıca, 15-16 Haziran tarihlerinde İsviçre'de düzenlenecek Ukrayna barış konferansına 100'den fazla ülke ve 75 devlet başkanının katılımını doğruladığı, ancak Çin, Meksika, Nikaragua ve diğer bazı ülkelerin katılmayı reddettiği, Rusya'nın ise davet edilmediği açıklandı. Rusya Dışişleri Bakanlığı Enformasyon ve Basın Dairesi Başkanı Mariya Zaharova ise, planlanan konferansın barışla hiçbir ilgisinin olmadığını belirtti.
Baltık Ülkeleri, Rus Enerji Sisteminden Ayrılıyor
Estonya, Letonya ve Litvanya, 9 Şubat'ta Belarus, Rusya, Estonya, Letonya ve Litvanya'nın elektrik halkası(БРЭЛЛ) olan ortak enerji sisteminden ayrılarak Avrupa kıtasının enerji ağına katılacağını açıkladı. Bu sürecin tamamlanması, yani senkronizasyonun bozulması, yaklaşık 20 yıl sürmüştür. Estonya İklim Bakanı Jaanus Uiga, Baltık ülkelerinin bu geçiş için gerekli hazırlıkları tamamladığını belirtti. Baltık ülkeleri, Ukrayna'daki özel operasyonun ardından Batı'nın Rusya'ya uyguladığı yaptırımlar nedeniyle enerji krizine maruz kalmış olup, Rusya'dan elektrik satın almayı uzun süredir durdurmuştur. Enerji uzmanları ise, Baltık ülkelerinin enerji sistemlerinin bağımsız olarak çalışabilmesi için gerekli bağlantı ve dengeleyici cihazların inşa edildiğini belirtti. Öte yandan, Baltık ülkelerinin Rusya ve Belarus ile enerji bağlarını koparmasının ekonomik olarak dezavantajlı olabileceği, nitekim artık Polonya ve diğer AB ülkelerine dengeleme hizmetleri için ödeme yapmak zorunda kalacakları vurgulanmaktadır. Buna karşın, Rusya ve Belarus için bu kopuşun önemli bir olumsuz etkisi beklenmemektedir.
Ermenistan Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nden Çıkıyor
İran ve Azerbaycan Ortak Askeri Tatbikat Düzenlemekte
İran ve Azerbaycan, ilk kez ortak askeri tatbikat düzenlemektedir. 12 Haziran'da Azerbaycan’a bağlı Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'nde başlayacak olan bu tatbikatlarda özel ekipler, askeri malzeme ve teknolojiler, hava araçları ve insansız hava araçları yer almaktadır. Azerbaycan Cumhuriyeti Savunma Bakanlığı, tatbikatların İran'da da gerçekleştirileceğini açıkladı. Ayrıca bu tatbikatların subayların askeri becerilerini artırmayı ve birimler arası koordinasyonu geliştirmeyi amaçladığı belirtilmektedir. Bu gelişmeler ise, iki ülkenin birbirini düşmanlıkla suçladığı dönemlerin ardından gerçekleşmiştir. Nitekim Eylül 2021'de Azerbaycan, iki İranlı tır şoförünü Karabağ'a yasa dışı yük taşımaktan tutuklamış ve bu durum iki ülke arasındaki gerilimi artırmıştır. Ayrıca, İran, Azerbaycan'ı İsrail ile askeri iş birliği yapmakla suçlamış ve Azerbaycan'daki İsrail askeri üslerine saldırı tehdidinde bulunmuştur. Ocak 2023'te ise Azerbaycan’ın Tahran Büyükelçiliği'ne yapılan silahlı saldırıda bir diplomatik görevli ölmüş olup, Azerbaycan tüm diplomatlarını geri çekmiştir. Ancak, bu olaydan sonra ilişkiler yavaş yavaş normalleşmeye başlamış olup, Ekim 2023'te Hazar Denizi'nde ortak askeri tatbikatların yapılması kararlaştırılmıştır. Uzmanlar, bu tatbikatların İran'ın, Azerbaycan'ın askeri deneyimlerinden faydalanma çabasının bir parçası olduğunu belirtmektedir. Nitekim İran, son büyük savaş tecrübesini 1980-1988 yılları arasındaki İran-Irak Savaşı'nda yaşamıştır. Azerbaycan ise, 2020'deki İkinci Dağlık Karabağ Savaşı'ndan edindiği deneyimle dikkat çekmektedir. Buna karşın Bakü, bölgedeki jeopolitik istikrarsızlık nedeniyle İran ile ilişkilerini güçlendirmeye çalışmaktadır.
Eylül Seçimlerinde Uzaktan Elektronik Oylama 25 Bölgede Uygulanacak
Rusya'nın Merkezi Seçim Komisyonu (MSK), Eylül ayında yapılacak seçimlerde 25 bölgede federal platformda uzaktan elektronik oylama uygulanacağını açıkladı. Moskova'da ise bu oylama bölgesel platformda gerçekleştirilecektir. Federal platformda uzaktan elektronik oylama, Altay Cumhuriyeti, Mari El Cumhuriyeti, Vologda, Kaliningrad, Kursk, Lipetsk, Murmansk, Çelyabinsk bölgeleri ve Sivastopol şehrinde uygulanacaktır. Ayrıca, Karelya Cumhuriyeti, Çeçenistan Cumhuriyeti, Çuvaşistan Cumhuriyeti, Altay Krayı, Kamçatka Yarımadası, Moskova, Sverdlovsk Oblastı ve Nenets Özerk Okrugu gibi 16 bölgede belirli seçimlerde uygulanacaktır. Komi Cumhuriyeti, Perm Krayı, Arhangelsk, Kostroma, Pskov, Smolensk, Tomsk ve Yaroslavl bölgelerinde de uzaktan oy kullanılabilecektir. Moskova'da uzaktan elektronik oylama bölgesel platformda yapılacak olup, bu yılki seçim günü 8 Eylül'de gerçekleştirilecektir. Ülkede ise 83 bölgede 4000'den fazla seçim kampanyası planlanmakta olup, 20 bölgede valiler seçilecek ve Moskova'da Moskova Şehir Duması Üyesiseçimleri yapılacaktır. Uzmanlara göre, uzaktan elektronik oylamanın uygulanacağı bölgelerin sayısı, MSK'nın seçim sürecini dijitalleştirme stratejisini sürdürdüğünü göstermektedir. Yeni bölgelerin seçilmesi, bölge sakinlerinin, altyapının ve seçim komisyonu üyelerinin elektronik oylamaya hazır olup olmadığını test etmek amacıyla gerçekleştirilmektedir. Ayrıca, uzaktan elektronik oylamanın, Rusya'daki seçim sürecini dijitalleştirme çabalarının bir parçası olarak genişlemeye devam ettiği vurgulanmaktadır.
Putin'in Ukrayna için Sunduğu Ateşkes Koşulları ve Uygulanabilirliği
14 Haziran'da, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya Dışişleri Bakanlığı ile yaptığı toplantıda Ukrayna'ya karşı ateşkes için bazı koşullar öne sürdü: İlk olarak, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'nin Donbas, Zaporijya ve Herson bölgelerinin idari sınırlarının ötesine çekilmesi, ikinci olarak, Kiev'in NATO'ya katılma hedefinden resmi olarak vazgeçmesi ve son olarak, Batı yaptırımlarının tamamen kaldırılması. Putin, bu koşullar sağlandığında Rusya'nın hemen ateşkese hazır olduğunu belirtti. Ancak koşulların uygulanabilirliği açısından, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'nin çekilmesi ve yeni sınırların tanınması, Ukrayna ve Batı için kabul edilemez görünmektedir; zira bu durum Rusya'nın mevcut kontrol ettiği toprakları uluslararası alanda meşrulaştırma çabası olarak değerlendirilmektedir. NATO üyeliğinden vazgeçme, Ukrayna Anayasası'nda yer aldığı için ciddi anayasal değişiklikler gerektirmekte olup, iç politikada ve Batı ile ilişkilerde büyük zorluklar çıkarmaktadır. Yaptırımların kaldırılması ise, Ukrayna'daki durum çözülmeden pek mümkün görünmemektedir; nitekim yaptırımlar, Rusya'nın askeri operasyonlarını sonlandırmasına yönelik bir baskı aracı olarak kullanılmaktadır. Öte yandan ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Rusya'nın Ukrayna'ya şartlar dayatma hakkının olmadığını ve askerlerini çekmesi gerektiğini belirtirken, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de aynı görüşü paylaşmaktadır. Bu bağlamda, Putin'in koşullarının büyük olasılıkla kabul edilmeyeceği ve mevcut çatışma durumunun devam edeceği düşünülmektedir. Buna karşın, Batı'nın Ukrayna'ya desteği sürerken, Rusya da askeri ve diplomatik olarak kendi pozisyonunu güçlendirmektedir.(Ведомости, “Какие условия Путин выдвинул для прекращения огня и насколько они выполнимы”, (15.06.2024))
İsviçre'deki Ukrayna "Barış Zirvesi" Katılımcıları ve Statüleri
15 Haziran'da İsviçre'de düzenlenen Ukrayna barış zirvesine 92 ülke ve çeşitli kuruluşlar katıldı. NATO ve ABülkelerinin yanı sıra Hindistan gibi küresel Güney temsilcileri de zirvede yer aldı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris ve Kanada Başbakanı Justin Trudeaugibi üst düzey isimler de zirveye katıldı. Rusya davet edilmezken, Çin katılmama kararı aldı. Buna karşın, zirvede Vladimir Zelenskiy'in Kasım 2022'de sunduğu 10 maddelik barış formülünden sadece üç madde tartışıldı ve toprak meseleleri ele alınmadı. Uzmanlar, küresel Güney ülkelerinin tarafsız kalmaya çalıştığını ve zirveye katılımlarının sembolik olduğunu belirtti. Çin'in kendi barış sürecini organize etmek istemesi nedeniyle katılmadığı ve Ermenistan'ın Rusya ile ilişkilerini koparma yönünde adımlar attığı ileri sürüldü. Gürcistan ise Batı ile ilişkilerini iyileştirmeye çalışmaktadır. Batı ülkeleri zirvenin başlıca destekçileri olup, ABD'nin temsil düzeyini düşürmesi zirvenin başarısızlığının bir yansıması olarak değerlendirildi.
2024 Ukrayna Barış Zirvesi
15-16 Haziran tarihlerinde İsviçre'nin Bürgünstock kasabasında Ukrayna'daki çatışmanın çözümüne yönelik ilk barış zirvesi düzenlendi. Zirveye 90 ülkeden temsilciler ve sekiz uluslararası örgüt katıldı. Batı'nın önde gelen ülkeleri liderlerini gönderirken, diğer bölgelerden temsil eksikliği yaşandı. Rusya davet edilmezken, Çin de bu nedenle katılmayı reddetti. Zirvenin ikinci gününde nükleer ve gıda güvenliği ile çatışmanın insani boyutu tartışıldı. Sonuç bildirgesinde, Zaporijya Nükleer Santrali'nin kontrolünün Kiev'e geri verilmesi, diyalog ve katılımın barışa ulaşmada gerekliliği, nükleer silah tehdidinin kabul edilemez olduğu, güvenli deniz ticaretinin önemi, esir değişimi ve sivillerin geri dönmesi çağrısında bulunuldu. Bir sonraki zirve için en muhtemel aday Suudi Arabistan olarak görülürken, birçok ülke Rusya temsilcilerini görmek istemektedir. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Putin'in ateşkes şartlarına olumlu yaklaştığını ve bunun önemli bir adım olduğunu vurguladı. Zirve, Ukrayna'nın tanıtım çabaları açısından başarılı olsa da Moskova ve Pekin'in katılımı olmadan barış sürecinin ilerlemesi zor görünmektedir. Küresel Güney ülkeleri, çatışmaya tarafsız yaklaşarak her iki tarafın önerilerine açık olduklarını gösterdi.
Vladimir Putin'in Vietnam Ziyareti
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 19-20 Haziran tarihlerinde Vietnam'a resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Hanoi'deki Başkanlık Sarayı'nda Vietnam Devlet Başkanı To Lam ile görüşen Putin, resmi karşılama töreninin ardından heyetler arası görüşmeler yaparak basın açıklaması gerçekleştirdi. To Lam, Putin'i ve Rus heyetini memnuniyetle karşılarken, Putin'in Vietnam'a davet edilmesinin Vietnam Komünist Parti Genel Sekreteri Nguyễn Phú Trọng tarafından yapıldığını belirtti. Vietnam Devlet Başkanı, Rusya'nın son yirmi yıldaki başarılarını tebrik ederek, uluslararası arenadaki konumunun güçlendiğini vurguladı. Putin, To Lam'u yeniden başkan seçilmesinden dolayı tebrik ederek, iki ülke arasındaki dostluk anlaşmasının 30. yıldönümünü kutladıklarını belirtti ve geçen yıl iki ülke arasındaki ticaret hacminin %8 arttığını, Rusya'nın ASEAN ile olan ilişkisinin önemini vurguladı. Ayrıca, To Lam'u 2025'te Moskova'da yapılacak Zafer'in 80. yılı kutlamalarına davet eden Putin, Vietnam halkının sıcak karşılamasından dolayı teşekkür etti. Görüşmeler sonucunda, Rusya ile Vietnam arasında kapsamlı stratejik ortaklığın derinleştirilmesine dair ortak bir bildiri, Novatek ve Petrovietnam arasındaki işbirliği ve vergi politikası gibi konularda 15 anlaşma imzalandı. Putin, Vietnam Başbakanı Pham Minh Chinh, Komünist Parti Genel Sekreteri Nguyen Phu Trong ve Vietnam Ulusal Meclisi Başkanı Tran Thanh Man ile de görüşmeler gerçekleştirdi. Kuzey Kore ve Vietnam ziyaretlerinin ardından Putin, bir basın toplantısı düzenledi.
Putin ve Kim'in Stratejik Ortaklık Anlaşması
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Kuzey Kore Ulusal Lideri Kim Jong-Un, küresel stratejik istikrarı ve adil bir uluslararası düzeni oluşturmayı hedefleyen 23 maddelik kapsamlı bir stratejik ortaklık anlaşması imzaladı. Bu anlaşma, askeri saldırı durumunda iki ülkenin birbirine askeri ve diğer yardımları sağlamasını, üçüncü taraflarla anlaşma yapmama ve topraklarını diğer ülkelere karşı kullanmama taahhüdünü içermektedir. Anlaşma ayrıca uzay, biyoloji, barışçıl nükleer enerji, yapay zekâ ve bilgi teknolojileri alanlarında işbirliğini teşvik etmeyi, ekonomik işbirliğini artırmayı ve ticaret hacmini genişletmeyi hedeflemektedir. Anlaşmanın savunma kapasitesini artırma ve savaşın önlenmesi için ortak faaliyetler düzenleme taahhüdü de bulunmaktadır. Buna karşın Rusya, anlaşmanın savunma amaçlı olduğunu ve üçüncü ülkeleri hedef almadığını vurgulamaktadır.
Sivastopol'a MGM-140 ATACMS Füze Saldırısı
Ukrayna Silahlı Kuvvetleri tarafından Amerikan yapımı ATACMS füzeleri kullanılarak Kırım'ın güneybatısındaki Sivastopol kentine bir saldırı düzenlendi. Rusya Savunma Bakanlığı'na göre, saldırı sonucunda ikisi çocuk olmak üzere dört kişi hayatını kaybetti ve yaklaşık 150 kişi yaralandı. Sivastopol Valisi Mikhail Razvozhayev, ölenler arasında dokuz yaşındaki bir kız çocuğu olduğunu bildirdi. Saldırıda, şehre düşen parçalar nedeniyle birçok sivil, özellikle çocuklar, yaralandı. Saldırının ardından Rusya, olayla ilgili terör soruşturması başlattı ve Ukrayna'nın bu saldırıyı özellikle Ortodoks bayramı olan "Hamsin Yortusu" gününde gerçekleştirdiğini iddia etti. Bu olay nedeniyle 24 Haziran, Kırım ve Sivastopol'da yas günü ilan edildi.
AB, Rusya’ya Karşı 14. Yaptırım Paketini Kabul Etti
Avrupa Birliği (AB), Rusya'ya karşı enerji, finans ve ticaret sektörlerine yönelik 14. yaptırım paketini kabul etti. Bu paket, 116 kişi ve kuruma kısıtlayıcı tedbirler getirmektedir. AB, Rus sıvılaştırılmış doğalgazının (LNG) Avrupa limanlarından geçişine sınırlamalar koyarak, Rusya'nın gelirini azaltmayı hedeflemektedir. Ayrıca, LNG projelerine yatırım yapmayı, mal teslimatını ve teknolojik hizmetleri yasaklayan AB, şirketlerin üçüncü ülkelerdeki iştiraklerinin Rusya'ya yönelik yaptırımları aşmaması gerektiğini belirtti. Rusya'nın Finansal Mesaj Aktarma Sistemi (SPFS) aracılığıyla işlem yapılması da yasaklandı. Silah ticaretinde risklerin değerlendirilmesi için kontrol mekanizmaları zorunlu hale getirilirken, Rusya'ya bağlı siyasi partilere, vakıflara ve medya kuruluşlarına finansman sağlanmasıyasaklandı. AB, Rusya'nın özel askeri operasyonlarının bağlantı noktalarına erişimini engellemek için önlemler aldı ve kısıtlamalar listesine 61 yeni kuruluş ekledi. Bu kuruluşlar çift kullanımlı malzeme ve teknoloji ihracat kısıtlamalarınatabi olacaktır. Bazı kuruluşlar Çin, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde bulunmaktadır. AB, Rusya'dan boru hattı veya sıvılaştırılmış gaz sağlanmasına doğrudan yaptırım uygulamamakla birlikte, 2027'ye kadar bunu bırakma niyetini belirtti. Uzmanlar, yeni yaptırımların Rusya'nın petrol ve gaz ihracatına büyük bir etkisi olmayacağını öngörüyor; özellikle LNG aktarım yasağının ek maliyetler getirse de genel ihracat üzerinde büyük bir etkisi olmayacağı düşünülüyor. Daha kapsamlı LNG yasakları, AB'de gaz fiyatlarının yükselmesine neden olabileceği için dikkatle değerlendirilmektedir. Ayrıca, İsveç ve Finlandiya'nın LNG aktarımına ilişkin uzun vadeli sözleşmeleri iptal etmesi, Rus şirketlerinin uluslararası tahkim mahkemelerinde dava açmasına yol açabilmektedir.
Milletvekilleri ve Rusya Federasyonu Senatörleri, İzinsiz Yurtdışına Çıkmaları Halinde Statülerinden Mahrum Edilecek
Rusya Devlet Duması üyeleri ve Rusya Federasyonu senatörlerinin, federal parlamento yönetiminin onayı olmaksızın yurtdışına çıkmaları durumunda statülerini kaybedecekleri belirtildi. Rusya Devlet Duması, bu yasa değişikliği üzerinde çalışmakta olup, ihlal durumunda üyelerin ve senatörlerin görevden alınacağını bildirdi. Bu düzenleme, Temmuz 2023'te çıkarılan ve gizli bilgilere sahip üyelerin ve senatörlerin yurtdışına çıkışlarını kısıtlama yetkisi veren kanun değişikliğiyle paralel bir şekilde ortaya çıkmıştır. Hâlihazırda Rusya Devlet Duması üyeleri, yurtdışına çıkışlarını yönetime bildirmek zorundadır ve yurtdışı çıkış izni Federasyon Konseyi tarafından onaylanmaktadır. İzin almadan yurtdışına çıkışlar, üyelerin ve senatörlerin görevlerinden alınma sebebi olup, ayrıca ticari faaliyetlerle uğraşmak, kar amacı gütmeyen yabancı kuruluşların yönetim organlarına girmek ve yurtdışında banka hesapları açmak gibi mevcut statü kaybı sebepleri arasında sayılmıştır. Bu değişiklik, üyelerin ve senatörlerin izinsiz yurtdışına çıkışlarını engellemek amacıyla yapılmakta olup, gerekçesi olarak vekil statüsünün kötüye kullanılarak yurtdışında Rusya karşıtı propaganda yapılmasını önlemek olduğu belirtilmektedir.
Rusya, Ermenistan’ın Batı’ya Yönelmesi Hakkında Uyarılarda Bulundu
Rusya Başbakan Yardımcısı Alexey Overchuk, Ermenistan'ın Batı'ya yönelmesinin ciddi sonuçları olacağını belirterek, komşu devletlerin Rusya ile işbirliğinden elde ettiği faydaların Moskova'nın güvenliği ve stratejik derinliği için ödenen bir bedel olarak algılanması gerektiğini ifade etti. Overchuk, Avrupa Birliği ile Avrasya Ekonomik Birliği'nin bağdaşmayan iki ekonomik proje olduğunu da vurguladı. Ermeni toplumunda Rusya'yla ilişkilerden duyulan hoşnutsuzluklara rağmen, yerel işletmeler ve Ermeni liderlerinin Rusya ile ticari ve ekonomik ilişkileri geliştirme konusunda istekli olduklarını belirtti. Moskova ise istikrarlı bir Ermenistan ve iyi ilişkilerden yana olup, Mayıs ayında meydana gelen sel felaketi sonrası Ermenistan'ın Gürcistan üzerinden dünyaya kapılarını açmasını sağlayan demiryolu hattının hızlıca onarılması gibi örneklerle destek sağlamıştır. 2023'te Ermenistan-Rusya ticaret hacmi 7.3 milyar dolar olarak gerçekleşmiş olsa da, 2020'deki İkinci Dağlık Karabağ Savaşı sonrası ilişkiler bozulmaya başlamıştır. Ermenistan, Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ) ve Rusya'nın 2021 ve 2022'de Azerbaycan'la yaşanan sınır çatışmalarında yardım etmediğini belirterek eleştirilerde bulunmuştur. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü'nden ayrılmayı planladıklarını açıkladı. Ertesi gün ise Belarus'un örgütten çıkması ve Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko'nun "Ermeni halkı tarafından kabul edilebilir" bir özür dilemesi şartıyla Erivan'ın KGAÖüyeliğinin devam etmesine izin verileceğini belirtti. Uzmanlar, Ermenistan'a dış güçlerin girmesinin pek olası olmadığını, ancak böyle bir senaryoda Rusya'nın siyasi ve ekonomik baskı araçlarıyla karşılık vereceğini belirtti.
2024 ABD Başkanlık Seçimleri
2024 ABD Başkanlık Seçimleri, küresel çatışmaların Amerikan toplumu içindeki ideolojik ve kuşak farklılıklarıyla birleştiği bir dönemde gerçekleşmektedir. Mevcut Başkan Joe Biden ve eski Başkan Donald Trump, en popüler olmayan ve en yaşlı başkan adayları olarak öne çıkmaktadır. Her iki partide de adaylıklarına karşı direnç olmasına rağmen, Nikki Haley ve Ron DeSantis gibi isimler de gelecekte politik arenada yer alabilmektedir. 2024 seçimleri, sadece gelecek dört yıl için değil, ABD'nin uzun vadeli gelişimini de belirleyecektir. Biden ve Trump seçim kampanyalarını yoğun şekilde sürdürmekte olup, bağımsız aday Robert F. Kennedy Jr. da yarışmaktadır. Trump ve ekibi için başkan yardımcısı seçimi ve hukuki stratejiler önem taşırken, Biden kilit eyaletlerde üstünlük sağlamak için çalışmaktadır. Seçim kampanyaları biyografi, içerik ve seferberlik aşamalarından oluşmaktadır. Seçim öngörüleri, kamuoyu anketleri ve tarihçi Allan Lichtman'ın "13 anahtar" yöntemi gibi çeşitli yöntemlere dayanmaktadır. The Economist ve FiveThirtyEight farklı öngörüler sunarken, kilit eyaletlerdeki anket sonuçları belirleyici olmaktadır. ABD başkanlık seçimlerinde adaylar, parti ön seçimleri ve bağımsız adaylar için gereken belgelerle yarışa katılmaktadır. Kampanya finansmanı, siyasi eylem komiteleri tarafından sağlanırken, başkanlık seçimlerinin final aşamasında münazaralar önemli rol oynamaktadır. Yeni başkan seçildikten sonra ise, ulusal güvenlikle ilgili hazırlıklar yapılır. Ayrıca göreve başlama töreni sonrasındaki ilk 100 gün, yeni başkan ve ekibinin parti programını en etkili şekilde hayata geçirmesi için kritik bir dönem olarak kabul edilmektedir.
2024 İran Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
28 Haziran'da İran'da başlayan Cumhurbaşkanlığı seçimleri, 1979 İran İslam Devrimi'nden bu yana yapılan 14. seçim olup, görevdeki Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin Mayıs ayında bir uçak kazasında hayatını kaybetmesinin ardından gerçekleştirilmektedir. Altı aday arasından üçü muhafazakâr, biri reformcu olmak üzere dört aday yarışmaktadır; iki muhafazakâr aday ise seçimden hemen önce çekilmiştir. Seçimlerde 61 milyon 450 bin İranlı, ülke genelindeki 58 bin sandıkta ve yurtdışında 100 ülkede 340 sandıkta oy kullanabilmektedir. İran'ın dini lideri Ali Hamaney, oyunu kullanarak vatandaşları yüksek katılıma teşvik etmektedir. Anketlere göre katılım oranının %52,4 civarında olması beklenmekte, ancak uzmanlar gerçek katılımın daha düşük olacağını öngörmektedir. Hamaney, yüksek katılımın İslam Cumhuriyeti'nin itibarı ve istikrarı için önemli olduğunu belirtmektedir. Adaylardan İran Meclisi Başkanı Muhammed Bagır Galibaf %26, İran Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi Üyesi Said Celili %30,5, eski İçişleri Bakanı Mostafa Pourmohammadi %2, ve reformcu aday eski Sağlık Bakanı Mesut Pezeşkiyan %33 oy oranıyla öne çıkmaktadır. Seçimlerin ikinci tura kalması muhtemel olup, düşük katılım oranı bu olasılığı artırmaktadır.
2024 Fransa Erken Seçimleri
30 Haziran Pazar günü Fransa'da parlamento alt meclisinde erken seçimlerin ilk turu başlamıştır. Sağcılar, solcular ve Macroncular daha etkili mücadele edebilmek için koalisyonlar kurmaktadır. 9 Haziran’da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, aşırı sağcı Marine Le Pen’in "Ulusal Birlik" (RN) partisinin Avrupa Parlamentosu seçimlerindeki zaferi nedeniyle ulusal meclisi feshetmişti. Nitekim RN, %31,4 oy alarak Macron’un partisi "Rönesans"ı (%14,6) geride bırakmıştır. Avrupa Parlamentosu seçimlerinde nispi temsil sistemi, ulusal meclis seçimlerinde ise çoğunluk sistemi uygulanmaktadır. Sosyo-ekonomik programlarda merkezci Macroncular, Fransızların satın alma gücünü artırmayı ve sağlık hizmetlerine erişimi iyileştirmeyi hedeflerken, sol koalisyon "Yeni Halk Cephesi" temel ihtiyaç maddelerinin fiyat artışını durdurmayı ve emeklilik yaşını 62’ye indirmeyi önermektedir. Aşırı sağcı "Ulusal Birlik" (RN) ise elektrik faturalarını düşürmeyi ve erken emekliliği savunmaktadır. Güvenlik ve yasa dışı göçle mücadelede RN, suç işleyen göçmenlerin sınır dışı edilmesini kolaylaştıracak yasaları desteklerken, Macroncular Avrupa'nın dış sınırlarında iltica merkezleri kurmayı planlamaktadır. Sol koalisyon ise Ukrayna’ya askeri destek sağlama politikasını sürdüreceğini belirtmiştir. Anketlere göre RN %36,5 ile önde olup, sol koalisyon %29 ve Macron’un koalisyonu %20,5 oy oranına sahiptir. Seçimlerin ardından Fransa-Rusya ilişkilerinde sağ yahut da sol partilerin zaferiyle olumlu değişiklikler beklenmektedir, ancak bu ilişkiler liderlerin politikalarına ve uluslararası gelişmelere bağlı olarak şekilleneceği öngörülmektedir.
Macaristan Başbakanı Viktor Orban'dan Avrupa Parlamentosu'nda Yeni Fraksiyon Duyurusu
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Avrupa Parlamentosu'nda "Avrupa için Vatanseverler" adında yeni bir fraksiyon kurulacağını açıkladı. Bu ittifak, Orban'ın partisi "Fidesz" (Macar Yurttaş Birliği), Çek Cumhuriyeti'nden ANO2011 ve Avusturya Özgürlük Partisi'nden oluşacaktır. Avrupa Parlamentosu kurallarına göre bir fraksiyon oluşturmak için dört farklı ülkeden üye almak gerekmektedir ve fraksiyon en az yedi devletten 23 temsilciden oluşabilmektedir. Çek Cumhuriyeti'nin eski Başbakanı Andrej Babiš, ANO 2011'i yönetmekte olup, yeni fraksiyonun egemenlik savunması ve yasadışı göçle mücadele gibi hedefleri olduğunu belirtmektedir. Avusturya Özgürlük Partisi lideri Herbert Kickl, yeni ittifakın Avrupa'da özgürlük ve egemenlik adına tarihi bir dönemi başlatacağını ifade etti ve Orban'ın yasadışı göçe karşı durabilecek tek Avrupa ülkesinin başbakanı olduğunu vurguladı. İttifak liderleri tarafından imzalanan deklarasyona göre, Avrupa halkları "tarihi bir dönüm noktasına" ulaşmış durumda ve Avrupa Birliği'nin artık Avrupalıların aleyhine olan çıkarları temsil ettiği belirtilmektedir. Mayıs ayında Orban, Avrupa'nın savaş ve barış arasında denge kurmaya çalıştığını ve Ukrayna'daki çatışma ile Rusya karşıtı yaptırımların Avrupa ekonomisi üzerinde olumsuz etkiler yarattığınıaçıklamıştır. Orban'a göre, çoğu insan barıştan yana olmasına rağmen, AB ülkeleri her gün savaşa doğru adım atmaktadır.