Peskov, NATO'nun 'İzvestiya' Gazetesini ABD'deki Zirveye Akredite Etmemesini Ayrımcılık Olarak Değerlendirdi
Kremlin Basın Sözcüsü Dmitri Peskov, NATO’nun Rusya merkezli “İzvestiya/ Известия” gazetesini ABD'deki zirveye akredite etmemesinin, ülke bazında medya ayrımcılığı olduğunu belirtti. Peskov, düzenlediği basın toplantısında bu durumun medya temsilcilerinin haklarını ihlal ettiğini vurguladı ve NATO’nun ayrımcı bir politika izlediğini, bunun kabul edilemez olduğunu ifade etti. “İzvestiya”, 1 Temmuz’da, Washington’da 9-11 Temmuz tarihlerinde düzenlenecek NATO zirvesine akreditasyon talebinin reddedildiğini duyurmuştu. Redde ilişkin gerekçe belirtilmemekle birlikte, kararın kesin olduğu kaydedildi. Zirve, NATO'nun 75. yıl dönümüne adanacak ve katılımcıların Ukrayna’ya mali ve askeri desteği artırmak üzere anlaşma sağlaması beklenmektedir. Ayrıca, Avrupa Birliği (AB), 17 Mayıs'ta “İzvestiya” ile “RIA Novosti” ve “Rusya Gazetesi” gibi diğer Rus medya kuruluşlarının yayınını yasaklama kararı aldı; bu sınırlamalar 25 Haziran’da yürürlüğe girmişti. Mayıs ayındaki AB açıklamasında, bu medya kuruluşlarının Rusya Federasyonu yönetimi tarafından sürekli olarak kontrol edildiği ve Ukrayna'daki askeri operasyonu destekledikleri iddia edildi.
(Ведомости, “Песков назвал дискриминацией отказ НАТО аккредитовать «Известия» на саммит в США”, (01.07.2024))
Orban, Batı'da AB içinde Moskova'nın Başlıca Müttefiki Olarak Görülmekte
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Rusya'nın Ukrayna'daki askeri operasyonlarının başlamasından bu yana Kiev'e yaptığı ilk ziyarette, Ukrayna devlet başkanı Volodimir Zelenski ile bir araya geldi. Görüşmenin ana konusu, Rusya-Ukrayna çatışmasının barışçıl bir şekilde çözümü oldu. Batı'da Moskova'nın en önemli müttefiki olarak adlandırılan Orban, hükümetinin genel olarak Kiev'e askeri destek verilmesine karşı çıktığını vurguladı. Macaristan, 15 Aralık 2023'te Avrupa Birliği'nin (AB) Ukrayna'ya yönelik 50 milyar euro değerinde uzun vadeli bütçe yardımı kararını veto etmişti. Ancak Orban, 2 Şubat'ta, bu miktarın her yıl AB üyesi tüm ülkelerce oy birliğiyle onaylanması şartıyla makro finansman sağlanabileceğini belirtti. Ayrıca, 30 Haziran'da yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın AB üyeliğine engel olmayacaklarını, ancak ülkenin savaşta bulunmasının olası sonuçlarının incelenmesi gerektiğini ifade etti. Orban, Temmuz 2023'te, Ukrayna'nın artık egemenliğini kaybettiğini ve durumu belirleyen faktörlerin başında ABD'nin geldiğini belirtti. 2 Temmuz'da Kiev'e gerçekleştirdiği ziyaret sonrasında, Zelenski'ye ateşkes üzerinde düşünmesi gerektiğini önerdi. Ancak Rusya'nın özel askeri operasyonu hakkında yaptığı açıklamalar nedeniyle, Batı'da Orban'a yöneltilen eleştiriler artmış durumdadır. Bu çerçevede, Batı'nın Orban'ı "Rusya yanlısı" olarak nitelendirmesi, aslında onun karmaşık durumu ve bölgede yaşayan Macarların hakları konusundaki duyarlılığı ile doğrudan ilişkilidir.
(Ведомости, “Почему Орбана на Западе называют главным союзником Москвы в ЕС”, (02.07.2024))
Vladimir Putin, Recep Tayyip Erdoğan ile Görüşme Gerçekleştirdi
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kazakistan’ın Astana kentinde düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesi öncesinde, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. İki lider, Eylül 2023’ten bu yana gerçekleştirdikleri ilk yüz yüze görüşmeyi, Ritz-Carlton Oteli’nde yaptı. Görüşme, ticaret ve enerji işbirliği konularını kapsayan geniş bir çerçevede gerçekleşti. Putin, ikili ilişkilerin dünya genelindeki zorluklara rağmen sürdüğünü ve ticaret hacminin 2023 yılında 55 milyar dolar seviyesinde kalmaya devam ettiğini belirtti. Ayrıca, Türkiye’ye giden Rus turist sayısının 6,3 milyon kişi olarak rekor kırdığını ifade etti ve Erdoğan’a misafirperverliği için teşekkür etti. Erdoğan ise iki ülke arasındaki ticaretin artırılması amacıyla 100 milyar dolara ulaşma hedefi koyduklarını vurguladı. Özellikle Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin inşası ve yeni projelerin hayata geçirilmesi konularında işbirliğinin önemine dikkat çekti. Toplantı sonrası Türkiye ve Rusya’nın enerji alanındaki işbirliğini derinleştirmeye yönelik atılımlar yapılacağı belirtilirken, iki liderin karşılıklı ziyaretlerinin zamanlaması konusunda olumlu bir yaklaşım sergilendi. Putin, Erdoğan’ın daveti üzerine Türkiye’ye gelme sözü verdi.
(Ведомости, “Владимир Путин провел переговоры с Реджепом Тайипом Эрдоганом”, (03.07.2024))
Rusya'nın AGİT Genel Kurulu'ndaki Katılımının Askıya Alınması Ayrımcılık Olarak Değerlendirildi
Rusya Dışişleri Bakanlığı Enformasyon ve Basın Dairesi Başkanı Mariya Zaharova, Rusya'nın Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Parlamenter Asamblesi'ndeki katılımının askıya alınmasının açıkça ayrımcı bir politikanın sonucu olduğunu belirtti. Zaharova, Romanya'nın Rus delegasyonuna vize vermeyi reddetmesinin bu durumun son göstergesi olduğunu vurguladı. AGİT'in temel amacının parlamentolar arasındaki etkileşim olduğunu hatırlatan Zaharova, Rusya'nın katılımının askıya alınmasıyla birlikte bu yapının siyasi bir kalıntı haline gelme riski taşıdığını ifade etti. 3 Temmuz'da Rusya Federasyonu Konseyi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesi'ndeki katılımın durdurulmasına dair bir açıklama gerçekleştirdi. Bu açıklamada, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesi'nin anti-Rusya politikalarının uygulanmasında bir araç olarak kullanıldığını vurguladı. Rusya'nın, güvenlik sorunlarına dair Rusofobik (Rus karşıtlığı) yaklaşımların gözden geçirilmesi durumunda AGİT'teki çalışmalarına devam etmeye hazır olduğunu belirtti. Rusya'nın Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesi'ndeki faaliyetlerinin askıya alınması önerisi, 19 Haziran'da Dış Politika Komitesi tarafından gündeme getirilmiş, bu öneri Senato Başkanı Valentina Matviyenko tarafından desteklenmiştir. Aynı gün, Rusya Devlet Duması Başkanı Vyacheslav Volodin, ilgili komiteye askıya alma kararı için gerekli düzenlemenin hazırlanmasını talimatını vermiştir.
(Ведомости, “Захарова: приостановка участия РФ в ассамблее ОБСЕ – следствие дискриминации”, (04.07.2024))
Moskova'daki Görüşmelerinin Ardından Putin ve Orban Ortak Açıklamada Bulundu
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Moskova'daki görüşmelerinin ardından ortak bir basın toplantısı düzenleyerek, iki saatten fazla süren görüşmelerinin sonuçlarını paylaştı. Putin, toplantıyı verimli olarak nitelendirirken, Rusya ve Macaristan arasındaki enerji, sağlık ve ilaç endüstrisi konularındaki işbirliğine değindi. Uluslararası meseleler, özellikle de Ukrayna'daki çatışma üzerine kapsamlı bir değerlendirme yapıldığını belirten Putin, Orban'ın Kiev'deki görüşmeleri hakkında bilgi verdiğini ifade etti. Rusya'nın çatışmanın diplomatik yollarla çözülmesine yönelik kararlılığını yineleyen Putin, Ukrayna'nın savaşın devamını sürdürme niyetinde olduğunu ve bu durumun çatışmayı daha da derinleştirdiğini belirtti. Ayrıca, barış görüşmelerinin sadece bir ateşkes değil, çatışmanın tamamen sona ermesi için gereken şartları içermesi gerektiğini vurguladı. Orban ise Avrupa'nın barışa ihtiyacı olduğunu belirterek, diplomasi kanallarının açık tutulmasının önemine dikkat çekti. Görüşmelerde, her iki liderin de çatışmanın sona erdirilmesine yönelik yolları değerlendirdikleri ve iletişimin sürdürülmesi gerektiği vurgulandı. Orban, bu ziyareti barış çabalarının bir devamı olarak nitelendirirken, Ukrayna'da yaptığı görüşmelerde ateşkes çağrısında bulunduğunu ancak bu önerinin kabul edilmediğini kaydetti. Avrupa Komisyonu Baş Sözcüsü Eric Mamer, Orban'ın Moskova ziyaretinin Avrupa Birliği'nin birliğini zedelediğini ifade ederken, Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, Macaristan'ın bu ziyareti düzenlerken yeterince koordinasyon sağlamadığını açıkladı.
(Ведомости, “Путин и Орбан выступили с заявлением после переговоров в Москве”, (05.07.2024))
NATO'nun Ukrayna Çatışmasına Dahil Olması 'İntihara' Yol Açmakta
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, NATO'nun Ukrayna'daki çatışmaya müdahil olması durumunda "intihar" edeceğini belirtti. Newsweek dergisine yazdığı makalede, NATO'nun dünya çapında en güçlü askeri ittifak olduğunu ve hem savunma harcamaları hem de askeri potansiyel açısından bu konumunu sürdürdüğünü ifade etti. Ancak, Macaristan'ın, NATO üyesi diğer ülkelerle, özellikle de ittifakın geleceği hakkında tam olarak aynı fikirde olmadığını vurguladı. Orban, ittifak içinde, "diğer dünya jeopolitik güç merkezleriyle" askeri çatışmanın gerekliliği ve kaçınılmazlığı üzerine artan tartışmaların, "kendini gerçekleştiren bir kehanet" olarak işlev gördüğünü savundu. NATO'nun kurulma amacının, ekonomik, politik ve kültürel gelişim için barış sağlamak olduğunu hatırlatan Orban, eğer NATO çatışma ve savaş seçerse, intihar etmiş olacağını belirtti. Ayrıca, NATO'nun kuruluşundan bu yana bir savunma ittifakı olarak kalması gerektiğinin altını çizerek, barış projesi olarak varlığını sürdürmesinin önemine dikkat çekti. Orban, 5 Temmuz'da Moskova'ya yaptığı ziyareti, Kiev'deki ziyaretinin devamı olarak tanımladı ve 2 Temmuz'da Ukrayna devlet başkanı Volodimir Zelenski ile yaptığı görüşmede, ateşkes çağrısında bulunduğunu hatırlattı. Bu adımın, Rusya ile müzakerelerin başlamasını kolaylaştıracağına inandığını sözlerine ekledi.
(Ведомости, “Орбан спрогнозировал «самоубийство» НАТО при вовлечении в украинский конфликт”, (06.07.2024))
Fransa Başbakanı Attal, İstifa Etme Niyetini Açıkladı
Fransa Başbakanı Gabriel Attal, 8 Temmuz'da istifa edeceğini ve istifasını Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a sunacağını duyurdu. Attal, "Şimdi, cumhuriyet geleneğine ve inançlarıma uygun olarak, yarın sabah Cumhurbaşkanına istifamı sunacağım," ifadelerine yer verdi. Başbakan, yeni hükümet kurulana kadar görevini sürdüreceğini de belirtti. 7 Temmuz'da Fransa'da yapılan parlamenter seçimlerin ikinci turunda, ön veriler doğrultusunda, sol görüşlü "Fransa Yeni Halk Cephesi"nin diğer siyasi güçleri geride bırakarak 577 koltuklu parlamentoda 180 ile 215 arasında sandalye kazanması bekleniyor. Macron'un koalisyonu ise 150-180 sandalye arasında yer alabilirken, Marine Le Pen'in sağcı "Ulusal Birlik" partisi üçüncü sırada yer alarak 120 ile 150 milletvekilliği elde edebileceği öngörülmektedir.
(Ведомости, “Премьер-министр Франции Атталь объявил о намерении подать в отставку”, (07.07.2024))
Pekin'deki Görüşmede Orban ve Şi Cinping'in Açıklamaları
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Pekin'de Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile gerçekleştirdiği görüşmede, Çin'in dünya barışını sağlama konusundaki önemine vurgu yaptı. Orban, Macaristan'ın her zaman barış yanlısı olduğunu ve bu nedenle savaşın karşısında yer aldıklarını belirtti. Xi Jinping ise, çatışmanın sona ermesi ve siyasi çözümün sağlanmasının tüm tarafların çıkarlarına uygun olduğunu ifade ederek, durumun soğutulması için üç temel ilkeye uyulması gerektiğini açıkladı. Bu ilkeler, savaş alanının genişlemesine, çatışmanın tırmanmasına ve herhangi bir tarafın ateşi körüklemesine izin vermemektir. Orban, Xi'nin iki ay önce Macaristan'ı ziyaret ettiğini hatırlatarak, bu toplantının tarihi bir anlam taşıdığını belirtti. 8 Temmuz'da gerçekleşen görüşmenin ardından Orban, Pekin'i, Kiev ve Moskova'dan sonra üçüncü durak olarak nitelendirdi. Orban, 2 Ukrayna devlet başkanı Volodimir Zelenski ile yaptığı görüşmede ateşkes çağrısında bulunmuş, ancak bu teklif Ukrayna tarafından reddedilmişti. 5 Temmuz'da Moskova'ya ulaşan Orban, burada Putin ile barış konusunda önemli bir görüşme gerçekleştirdi. Orban'ın Moskova ziyareti, Avrupa Birliği içinde tartışmalara yol açarken, Avrupa Komisyonu Baş Sözcüsü Eric Mamer, bu ziyaretin birlik içinde uyumu bozduğunu belirtti. Ukrayna Dışişleri Bakanlığı ise, devletimiz için “Ukrayna olmadan, Ukrayna hakkında hiçbir anlaşma yapılamaz” ilkesini hatırlatarak, tüm ülkeleri bu prensibe bağlı kalmaya davet etti. Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, Orban'ın önümüzdeki hafta barış misyonu çerçevesindeki eylemlerinin dikkatle izleneceğini belirtti.
(Ведомости, “О чем заявили Орбан и Си Цзиньпин на встрече в Пекине”, (08.07.2024))
Orban, NATO Zirvesine Katılmak için Washington'da
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, NATO zirvesine katılmak üzere Washington'da bulunmaktadır. Orban’ın basın sözcüsü Bertalan Havasi, başbakanın 9-11 Temmuz tarihlerinde gerçekleştirilecek zirvede yer alacağını ve NATO üyeleri ile çeşitli görüşmeler yapacağını duyurdu. Başbakan Orban, NATO zirvesi kapsamında düzenlenen etkinliklere katılacak ve Batılı liderlerle bir dizi görüşme gerçekleştirecektir. 5 Temmuz'da Moskova'yı ziyaret eden Orban, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile barış müzakereleri üzerine görüştü ve Rusya ile Ukrayna'nın bir an önce barışa ulaşması gerektiğini ifade etti. Daha önce, 2 Temmuz’da Kiev'de Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ile bir araya gelmişti. 8 Temmuz'da ise Pekin'de Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile görüşerek, Ukrayna'daki çatışmanın çözümüne yönelik çabalarını vurguladı. Xi, Orban’ın barış çabalarını yüksek bir takdirle karşıladı. Kremlin Basın Sözcüsü Dmitri Peskov, Orban’ın Moskova ziyaretini değerlendirerek, Macaristan Başbakanı'nın Ukrayna çatışması konusundaki tüm anlaşmazlıkları anlamaya yönelik ciddi bir çaba gösterdiğini belirtti.
(Ведомости, “Орбан прибыл в Вашингтон для участия в саммите НАТО”, (09.07.2024))
NATO Zirvesi Bildirisinden Ukrayna'nın Geri Dönülemez Üyeliği İfadesi Kaldırılabilir
NATO zirvesinin sonuç bildirisinde, Ukrayna'nın ittifaka katılımının "geriye dönüşsüzlüğü" ifadesinin yer almayabileceği bildiriliyor. The New York Times'ın resmi kaynaklara dayandırdığı habere göre, zirve sonuçları üzerinde son dakikada değişiklikler yapılabilir. Yayın, Ukrayna'nın NATO'ya katılımı konusunda henüz bir konsensüs sağlanmadığını, ancak yapılan güçlendirmelerin bu yönde bir ilerleme kaydedildiğini gösterdiğini belirtiyor. Geçmişte ABD, Ukrayna'nın NATO üyesi olup olamayacağına ilişkin şüpheleri vardı; bu sorular hala geçerliliğini korusa da, giderek daha fazla Amerikan ve Avrupa yetkilisi, Ukrayna'nın nihayetinde ittifaka katılabileceğini düşünüyor. Haberde, belge yayımlanmadan önce her an değişiklik yapılabileceği vurgulanırken, bildiride Ukrayna'nın katılımı için kesin tarihlerin belirtilmeyeceği ve ülkenin önce yolsuzlukla başa çıkabileceğini ve güçlü bir demokratik yönetim sergileyeceğini kanıtlaması gerektiği ifade ediliyor. Bu koşullar, diğer NATO üyeleri için de geçerli. Ukrayna resmi makamları ise "geriye dönüşsüz" ifadesinin kullanılmasını talep ediyordu. Washington'daki yetkililere göre, ABD ve müttefikleri, Ukrayna konusunda üstlenecekleri taahhütleri yeniden değerlendirme aşamasındalar, zira Ukrayna'yı destekleyen Başkan Joe Biden'ın yeniden seçilip seçilemeyeceği belirsizliğini sürdürmektedir. 23 Haziran'da ABD başkan adaylarından Donald Trump, seçimi kazanması halinde, 2025 Ocak ayında göreve başlamadan önce Ukrayna'daki çatışmayı çözmeyi vaat etti. The Telegraph, Trump'ın durumun barışçıl bir çözümüne dair detaylı bir planı olduğunu, ancak bunu seçimler öncesinde açıklamayacağını aktardı.
Finlandiya ve İsveç, Macaristan'ın Düzenlediği Bakanlar Toplantılarını Boykot Ediyor
Finlandiya ve İsveç, Macaristan'da gerçekleştirilecek AB bakanlar toplantılarına katılmama kararı aldı. Bu boykot, Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın Moskova ziyaretine karşı bir protesto olarak gündeme geldi. Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson'un 10 Temmuz'da yaptıkları anlaşmaya göre, her iki ülke de toplantılara bakan yahut da devlet sekreteri göndermeyecek, ancak resmi temsilcileri ile toplantılarda yer alacaklar. Boykotun başlangıçta Temmuz ayının sonuna kadar sürmesi planlanıyor ve ardından Macaristan'ın faaliyetlerine bağlı olarak değerlendirileceği belirtildi. Bu durumda, boykot, Macaristan'ın AB dönem başkanı olarak Temmuz ayında düzenleyeceği dört toplantıyı kapsayacak. Şu anda çevre bakanları toplantısı sürerken, önümüzdeki hafta enerji bakanları ve bir sonraki hafta da adalet ve sağlık bakanlarının toplantıları gerçekleştirilecek. Orban, 5 Temmuz'da Moskova'ya giderek Rusya Devlet Başkanı ile Ukrayna'daki çatışma üzerine görüşmeler gerçekleştirdi. Daha önce Kiev'i ziyaret eden Orban, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'den ateşkes talep etmiş, ancak bu teklif reddedilmiştir. Moskova ziyaretinin ardından Orban, barış çabalarını sürdürmek amacıyla Pekin'e geçmiş ve burada Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile görüşmüştür. Ardından, 9-11 Temmuz tarihlerinde Washington'da düzenlenecek NATO zirvesine katılmaktadır.
(Ведомости, “Финляндия и Швеция бойкотируют проводимые Венгрией министерские встречи”, (11.07.2024))
Kremlin, Biden'ın Sözlü Hatalarının ABD'nin İç Meselesi Olduğunu Belirtti
Kremlin, ABD Başkanı Joe Biden'ın Ukrayna ve Rusya liderlerini karıştırarak yaptığı gafların dünya çapındaki tepkisine dikkat çekti, ancak bu durumu ABD'nin iç meselesi olarak nitelendirdi. Kremlin Basın Sözcüsü Dmitri Peskov, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Bu bir gafdır ve bu tür ifadelerin ABD'deki iç siyasi tartışmalar çerçevesinde geniş bir yankı uyandırdığı anlaşılmakla birlikte, bu durum bizim meselemiz değil, tamamen ABD'nin iç meselesidir," ifadelerine yer verdi. Peskov, Biden'ın başkanlık yarışına devam edip edemeyeceğini Amerikan seçmenlerinin belirlemesi gerektiğini vurguladı ve diğer ülke liderlerine yönelik aşağılayıcı ifadelerin kabul edilemez olduğunu dile getirdi. 11 Temmuz'daki NATO zirvesinde Biden, Putin hakkında bir başka hakaret içeren ifadede bulundu ve "Kanlı bir deli yürüyüşe geçti, bazı eski ve derin Avrupa korkuları tekrar canlandı," ifadelerine yer verdi. Biden ayrıca, Washington'daki NATO zirvesinde, Cumhuriyetçi rakibi Donald Trump ve ABD başkan yardımcısı Kamala Harris'in isimlerini karıştırarak Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'yi "Başkan Putin" olarak nitelendirdi. Rusya Dışişleri Bakanlığı Enformasyon ve Basın Dairesi Başkanı Mariya Zaharova, Biden'ın son gafına atıfta bulunarak, onu "Rusya yanlısı aday" olarak nitelendirdi. 28 Haziran'daki Biden ve Trump arasındaki tartışmalar, Demokratlar arasında "panik" yaratırken, uzmanlar Biden'ın yanıtlarındaki yavaşlık ve tereddüt nedeniyle başarısız olduğunu belirtti. Biden, daha sonra tartışmalardaki başarısızlığını kabul etti, ancak son üç buçuk yılda yaptığı işlerin değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. 15 Şubat'ta Putin, Biden'ı daha deneyimli ve öngörülebilir bir politikacı olarak tercih ettiklerini ifade ederek, "Rusya, Amerikan halkının güven duyduğu her liderle çalışacaktır," açıklamalarında bulundu.
(Ведомости, “В Кремле заявили, что оговорки Байдена – внутреннее дело США”, (12.07.2024))
Güney Kore, Şantaj ve Tehdit Taktiklerini Kullanmakla Suçlandı
Rusya Dışişleri Bakanlığı Enformasyon ve Basın Dairesi Başkanı Mariya Zaharova, Güney Kore'nin dış politikasında NATO'nun naratiflerini, şantaj ve tehdit taktiklerini kullandığını belirterek, ülkenin önceliklerini belirleyip Kuzey Kore (Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti) ile istikrar ve çatışma arasında bir seçim yapması gerektiğini vurguladı. Zaharova, Güney Kore'nin, Kuzey Kore sınırındaki bölgelerde son altı yıl içinde ilk kez temmuz başında gerçekleştirdiği askeri tatbikatların ardından, Kuzey Kore'nin kendini savunma önlemleri almak zorunda kaldığını hatırlattı. Güney Kore'nin Kuzey Kore'yi "dünya kötülüğü" olarak nitelendirerek, Kuzey'i yok etme ve topraklarını ele geçirme yolunda ilerlediğini savunan Zaharova, bu tür eylemlerin felaketle sonuçlanabileceğini ifade etti. Rusya, Güney Kore'yi dikkatsiz askeri tatbikatları sona erdirmeye ve gerilimi azaltma yoluna girmeye çağırdı. Zaharova, mevcut durumun tıkanıklık içinde olduğunu ve askeri tırmanma riskinin arttığını belirtti. Ayrıca, Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol'un, Rusya'nın Güney Kore ile Kuzey Kore arasında bir seçim yapmasını istemesinin yanı sıra, Kuzey Kore'ye askeri teknolojilerin aktarılması durumunda Ukrayna'ya ölümcül silah tedarik etme olasılığını gündeme getirdiğini hatırlattı. Zaharova, "Güney Kore'nin dış politikasında NATO naratiflerinin, şantaj ve tehdit taktiklerinin kullanılması kabul edilemez," olduğunu belirtti. Rusya, Güney Kore yönetimine, Kore Yarımadası'ndaki barış ve istikrar ile ABD'nin Asya-Pasifik bölgesindeki askeri egemenliğini sürdürme çabalarına karşı durarak, Kuzey ve Güney Kore arasındaki sürekli çatışmaya katkı sağlamaması konusunda tavsiyelerde bulundu. Kremlin, Rusya'nın "İki Kore'den birini seçme" yaklaşımına karşı olduğunu ve Moskova'nın Kuzey Kore ile tüm alanlarda ilişkileri geliştirmeye devam edeceğini açıkladı.
(Ведомости, “Захарова обвинила Южную Корею в применении тактики шантажа и угроз”, (13.07.2024))
Dostane Manevralar
Rusya ve Çin arasındaki ilişkiler, son dönemde güçlü bir partnerlik ve karşılıklı saygı ile yeni bir boyut kazanmıştır. Devlet başkanları birbirlerine "sevgili dost" gibi hitap ederken, bu durum, Batılı ülkelerle gergin bir ilişki içinde olan iki ülke için daha da anlam kazanmaktadır. Son 25 yıl içinde, bu iki büyük gücün işbirliği, çok kutuplu bir dünyanın inşasına önemli katkılarda bulunmuş olsa da, bu durumun önceden belirlenmiş olmadığı aşikardır. Vladimir Putin’in ilk başkanlık döneminde, 2001 yılında imzalanan dostluk ve işbirliği anlaşması, Rusya ile Çin arasındaki ilişkilerin hızla gelişmesinin temelini oluşturmuştur. 2005 yılında imzalanan sınır anlaşması, geçmişteki sorunları aşarak iki ülke arasında güvenin pekişmesine yardımcı olmuştur. ABD ile ilişkilerde yaşanan olumsuz gelişmeler, her iki ülkenin işbirliğini derinleştirirken, NATO'nun Avrupa güvenliğine olumsuz etkileri hakkında aynı görüşü paylaşmaları, ilişkilerin daha da güçlenmesine yol açmıştır. 2023 yılında, Çin ve Rusya arasındaki ticaret hacminin hedeflenen 100 milyar doları aşarak 200 milyar dolara ulaştığı belirtilirken, bu, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin güçlü bir şekilde ilerlediğini göstermektedir. Gelecek 5-10 yıl içinde, hem Çin'in hem de Rusya'nın uluslararası ilişkilerde karşılaştıkları zorluklar karşısında birbirlerine destek olmaları beklenmektedir. Bu durum, her iki ülkenin de yeni bir dünya düzeni oluşturma yolunda birlikte hareket etmelerine olanak tanıyacağı öngörülmektedir.
(Ведомости, “Дружественные маневры”, (14.07.2024))
ABD Gizli Servisi, Trump'ın Seçim Kampanyası Sonuna Kadar Koruma Önlemlerini Arttırdı
ABD Gizli Servisi, eski Başkan ve Cumhuriyetçi Parti'nin yaklaşan başkanlık seçimlerindeki adayı Donald Trump'ın güvenliğini, seçim kampanyasının sonuna kadar artırma kararı aldı. Bu kararı, Gizli Servis Direktörü Kimberly Cheatle duyurdu. Cheatle, “Haziran ayında eski Başkan Trump için sağladığımız ek güvenlik önlemlerine ek olarak, cumartesi gününden itibaren kendisinin korunması için düzenlemeler yaparak kongre süreci ve seçim kampanyasının geri kalan kısmında sürekli güvenliğini sağlamayı hedefliyoruz” şeklinde açıklamada bulundu. 13 Temmuz akşamı Batı Pensilvanya'daki seçim konuşması sırasında Trump'a silahlı saldırı gerçekleştirildi. Bu saldırıda, politikacı kulağından yaralandı. FBI, olayı kasten adam öldürmeye teşebbüs olarak soruşturmaya alırken, saldırının failinin 20 yaşındaki Thomas Matthew Crooks olduğu ve olay sırasında etkisiz hale getirildiği bildirildi. Amerikan basınına göre, bu saldırı girişimi, Trump'ın halk nezdindeki popülaritesini artırabilir. Uzmanlar, bu durumun eski başkanın popülerliğini yükselttiğini ve mevcut ABD Başkanı Joe Biden'ın daha genç bir Demokrat adayla değiştirilmesini dahi anlamsız hale getirdiğini ifade etmektedir.
(Ведомости, “Секретная служба США усилила охрану Трампа до конца предвыборной кампании”, (15.07.2024))
Euroclear, Moskova Borsası'na Uygulanan Yaptırımlar Sonrasında Varlıkların Blokajını Kaldırma Konusunda Yeni bir Politika Belirledi
Belçika'nın Euroclear depoziteri, Moskova Borsası’na yönelik yaptırımların ardından varlıkların bloke durumunu çözme sürecinde yeni bir yaklaşım belirledi. Haziran ayının ortasından itibaren bu süreç durdurulmuştu. Euroclear, Rusya'nın National Settlement Depository'ne, ABD Hazine Bakanlığı’nın Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi’nden (OFAC) izin alınmadan, ABD bağlantılı varlıkların blokajının kaldırılamayacağını bildirdi. Bu, yatırımcıların Belçika Hazine Bakanlığı'ndan izin almış olsalar dahi geçerli. National Settlement Depository, sitesinde, yaklaşık 9000 değerli kâğıt içeren bir liste yayımladı ve yatırımcılardan OFAC genel izninin yahut da özel iznin gerekli olup olmadığını belirlemelerini istedi. ABD, Moskova Borsası ve National Settlement Depository gibi kuruluşlara yönelik 12 Haziran’da yaptırımlar uyguladı, Euroclear da bu nedenle tüm işlemleri durdurdu. Uzmanlar, Euroclear'ın ek lisans gerekliliğini, AB'nin ABD’nin Rusya karşıtı yaptırımlarına uyma politikasının bir yansıması olarak değerlendiriyor. Bu süreç, yatırımcıların zaman ve maliyet açısından zorlanmasına yol açarken, OFAC'tan yanıt süresi iki yıla kadar uzamaktadır. Bu durum, özellikle küçük portföyler için çözüm maliyetini sorgulatan önemli bir etken olmaktadır.
Avrupa Parlamentosu, AB Tarafından Dondurulan Rus Varlıklarının Müsadere Edilmesini Talep Etti
Avrupa Parlamentosu, seçimler sonrası ilk taslak kararı olarak, Avrupa Birliği tarafından dondurulan Rus varlıklarının müsadere edilmesini ve Rusya ile Belarus'a yönelik yaptırım politikasının sürdürülüp genişletilmesini içeren bir karar tasarısını kabul etti. Bu bilgi Avrupa Parlamentosu’nun internet sitesinde paylaşıldı. Kabul edilen karar, yeni seçilen Avrupa Parlamentosu’nun Ukrayna'daki çatışmalarla ilgili ilk resmi duruşunu ortaya koyuyor ve Parlamento üyelerinin, Ukrayna'nın uluslararası tanınmış sınırları içindeki bağımsızlığı, egemenliği ve toprak bütünlüğüne olan değişmez desteğini teyit ediyor. Karar tasarısı, 495 milletvekilinin lehte oyuyla kabul edilirken, 137 milletvekili karşı çıktı ve 47'si ise çekimser kaldı. Açıklamada, Avrupa Parlamentosu’nun, dondurulan Rus varlıklarından elde edilen gelirlerin Ukrayna'nın askeri faaliyetlerine destek sağlamak amacıyla yönlendirilmesi çabalarını memnuniyetle karşıladığı belirtildi. Parlamento, Rusya’nın Ukrayna’daki yıkımları mali olarak tazmin etmesi gerektiğine olan inancını da vurguladı. Ayrıca, Avrupa Birliği'nden Ukrayna'ya uluslararası desteğin sürdürülmesi ve her türlü askeri yardımın gerektiği sürece sağlanması talep edildi. Parlamento, Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın Moskova ziyaretini de kınadı. Bunun yanı sıra, Avrupa Parlamentosu, Washington’daki Kuzey Atlantik İttifakı zirvesinin sonuçlarını memnuniyetle karşılayarak, Ukrayna’nın NATO üyeliğine giden geri dönüşü olmayan yolda ilerlediğini teyit etti. 16 Temmuz'da Kremlin Basın Sözcüsü Dmitri Peskov, Rus varlıklarının müsadere edilme girişimlerinin uluslararası finansal sisteme büyük zarar vereceğini ve diğer ülkelerin varlıklarının güvenliğini tehlikeye atacağını belirtmişti; bu tür sonuçların şimdiden yaşanmaya başladığını vurgulamıştı.
(Ведомости, “Европарламент призвал конфисковать замороженные ЕС российские активы”, (17.07.2024))
Ursula von der Leyen, 2029 yılına Kadar Avrupa Komisyonu Başkanlığına Yeniden Seçildi
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, 401 Avrupa Parlamentosu üyesinin oyu ile ikinci kez başkan seçildi. Avrupa Parlamentosu'nda yapılan oylamada, von der Leyen'in yeniden seçilmesi için gerekli olan asgari 361 oy üzerinde destek aldı; 284 üye karşı oy kullanırken, 15 üye çekimser kaldı. Yeniden seçilmesinin ardından sosyal medya hesabından teşekkür eden von der Leyen, yeni komisyonun oluşturulmasına yönelik hazırlıklara başlayacağını belirterek, her AB ülkesinden bir erkek ve bir kadın aday sunulmasını istedi. İlk başkanlık döneminde COVID-19 pandemisi ve Ukrayna krizi gibi zorlu süreçleri yöneten von der Leyen, Brüksel'deki politik belirsizlikleri giderirken, politikaları eleştiri konusu da oldu. Özellikle bazı çevreler, insan hakları güvencelerinin yetersiz olduğunu ve "Yeşil Mutabakat"ı eleştirdi. Von der Leyen’in yeniden seçilmesi, Almanya Şansölyesi Olaf Scholz ve diğer Avrupa liderleri tarafından memnuniyetle karşılandı; Scholz, bu sürecin Avrupa'nın zorlu zamanlarda da etkin bir şekilde hareket edebileceğinin göstergesi olduğunu ifade etti. Ayrıca, von der Leyen’in yeni dönemde savunma birlikteliği, "Avrupa Demokrasi Kalkanı" gibi projeler ve Ukrayna'ya uzun vadeli destek gibi girişimlere öncelik vereceği açıklandı.
(Ведомости, “Урсула фон дер Ляйен переизбрана главой Еврокомиссии до 2029 года”, (18.07.2024))
Netanyahu'dan BM'nin İlhak Kararına Sert Tepki
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Birleşmiş Milletler Uluslararası Adalet Divanı'nın İsrail'in Filistin topraklarını ilhak ettiği yönündeki kararını sosyal medya platformu “X” üzerinden yaptığı açıklamayla reddederek, Yahudi halkının Kudüs ve Yahudiye-Samiriye'de işgalci olmadığını, bu topraklardaki varlıklarının tarihî ve yasal bir hak olduğunu vurguladı. 19 Temmuz'da Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'in işgalinin ilhak niteliğinde olduğunu belirterek, bu politikanın süresiz ve geri döndürülemez etkiler doğurduğunu ifade etti. Kararın ardından Filistin Ulusal Yönetimi Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, ülkeleri İsrail ile ilişkilerini gözden geçirmeye çağırdı.
(Ведомости, “Нетаньяху отверг обвинения ООН против Израиля в аннексии территорий Палестины”, (19.07.2024))
AB’nin Macaristan Boykotuna Tepki
Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell’in Macaristan’a yönelik boykot girişimini "çocukça bir seviyede" olarak nitelendirdi. Basın toplantısında konuşan Szijjarto, böyle bir mektup almadığını belirterek, “Eğer böyle bir mektup gelseydi, ona bir kum küreği gönderirdim; bu, zihinsel olarak anaokulu seviyesinde bir davranış,” ifadelerini kullandı. Szijjarto, Avrupa’da bir silahlı çatışma yaşanırken, AB dış politikasının etkisinin hiç bu kadar zayıf olmadığını belirterek, Borrell’in görevden ayrılmasının Avrupa dış politikası için yeni bir umut olabileceğini ekledi. Borrell, Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın Moskova ziyareti sonrasında AB’nin bu tür temaslara onay vermediğini belirterek, Orban’ın AB adına hareket etmediğini vurgulamıştı. Macaristan, Temmuz ayında AB Konseyi Dönem Başkanlığı'nı üstlenmişti; bu süreçte Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de Macaristan’a planlı ziyaretini iptal etmiş ve temsil düzeyini düşürme kararı almıştı.
(Ведомости, “Сийярто: попытка Борреля бойкотировать Венгрию – «уровень детского сада»”, (20.07.2024))
Zelenski, Rusya ile Müzakereler İçin Hazır Olduğunun Sinyalini Verdi
CNN’in haberine göre, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, cephede yaşanan zorluklar ve eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray’a geri dönme ihtimalinin yarattığı belirsizlikler ışığında Rusya ile müzakere kapısını aralayabileceğine dair sinyaller veriyor. Yazıda, Kiev'in, cephe hattındaki zor duruma ve başta ABD ile Almanya olmak üzere en yakın müttefiklerinden gelecekte alacağı desteğin belirsizliğine karşı iki yönlü baskı altında olduğu belirtiliyor. 15 Temmuz’da yaptığı bir açıklamada Zelenski, Batı’dan gelen desteğin yetersizliğine değinerek, çatışmanın sonucunun yalnızca Ukrayna'ya değil, finansal kaynak, silah yardımı, siyasi destek, AB ve NATO'da birlik ve dünya genelindeki dayanışmaya bağlı olduğunu ifade etti. Eski Amerika Birleşik Devletleri'nin Ukrayna Büyükelçisi John E. Herbst’e göre Zelenski’nin bu tutumu, ABD’deki siyasi gelişmelerden kaynaklanıyor. Amerika Birleşik Devletleri Senatörü James David Vance’ın, başkan yardımcılığına aday olacağını duyurup Ukrayna’ya yapılacak yardımlara karşı çıkması, Ukrayna’nın müttefiklerinden gelen desteğin süreceğine dair şüpheleri artırıyor. Zelenski’nin, Kasım ayında yapılması planlanan Ukrayna’da barış tesisine yönelik ikinci zirvede Rus temsilcilerin de yer almasını talep etmesi, bu müzakere isteğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Kremlin ise ilk zirvenin barışçıl olmadığını belirterek Zelenski'nin ikinci zirveye dair açıklamalarını daha netleştirmesi gerektiğini ifade etti.
(Ведомости, “CNN: Зеленский «намекнул» на возможность переговоров с Россией”, (21.07.2024))
Estonya’nın Yeni Başbakanı Kristen Michal Göreve Başlıyor
Estonya Cumhurbaşkanı Alar Karis, Reform Partisi üyesi ve eski Çevre Bakanı Kristen Michal’ın başbakanlığında yeni hükümeti onayladı. 49 yaşındaki Michal, Avrupa Birliği’nin dış politika başkanlığına atanan ve bu nedenle görevinden ayrılan Kaja Kallas’ın yerine geçti. Yeni hükümet, Reform Partisi, Estonya Sosyal Demokrat Partisi ve Estonya'da liberal bir siyasi partisi Estonya 200 koalisyonundan oluşarak 23 Temmuz’da parlamentoda yemin ederek göreve başlayacak. Cumhurbaşkanı Karis, Michal’ın başbakanlığı ile mecliste koalisyon ve muhalefet arasında daha yapıcı bir ortam oluşacağını ifade etti. Estonya’nın başkenti Tallin doğumlu olan Michal, kamu yönetimi eğitimi aldıktan sonra hukuk alanında lisansüstü eğitimine devam etti ve Reform Partisi'nde uzun yıllar farklı görevlerde bulunmuştur.
(Ведомости, “Новым премьер-министром Эстонии стал Кристен Михал”, (22.07.2024))
ABD-İsrail İlişkileri ve Orta Doğu Politikası Seçime Etkisi
Rus uzmanlar, ABD’nin Orta Doğu politikasında başkanlık seçimleri sürecinde ciddi bir değişiklik beklenmediğini ve İsrail'in iki partili ABD desteğini koruma ihtiyacında olduğunu belirtiyor. Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IMEMO), merkezi Rusya'nın Moskova şehrinde bulunan bağımsız bir araştırma enstitüsü’nden Lyudmila Samarskaya, Netanyahu’nun Cumhuriyetçilerle güçlü ilişkisi olmasına rağmen İsrail’in ABD desteğini tüm taraflarla sürdürme gereğine dikkat çekti. Kapsamlı Avrupa ve Uluslararası Araştırmalar Uluslararası Bilim ve Eğitim Merkezi’nden (ЦКЕМИ НИУ ВШЭ) Lev Sokolşik ise, ABD’nin bölgedeki etkisinin zayıflamaya devam ettiğini, İsrail’in kendi hedeflerini gerçekleştirme alanı kazandığını ancak bölgede gerginlik riskinin sürdüğünü vurguladı.
(Ведомости, “Зачем Нетаньяху отправился в США”, (23.07.2024))
Rusya ve Çin Yeni Küresel İş Birliği Modeli Düzenlemekte
Rusya ve Çin, küresel piyasalardaki ayrışmaların ortasında yeni bir iş birliği modeli oluşturarak karşılıklı fayda sağlayan, etkin ve yapıcı bir örnek sunuyor. 2023 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi yüzde 25'in üzerinde artarak 240 milyar dolara ulaşırken, Çin’in enerji ihtiyacını güvence altına alma çabaları da hız kazanmış durumda. Çin’in Rusya’dan ithalatı, 107 milyon ton ham petrol, 34 milyar metreküp doğalgaz ve 100 milyon ton kömür gibi önemli enerji kaynaklarını içeriyor; bu hacim, Çin’in enerji güvencesi ihtiyacını karşılamada büyük bir rol oynuyor.
(Ведомости, “Россия и Китай создают новую модель мироустройства”, (24.07.2024))
Putin Devlet Konseyi Başkanlık Divanını Yeniledi
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Devlet Konseyi Başkanlık Divanı üyelerini yenileyerek Tula Oblast ve Samara Oblast bölgelerinin geçici valileri Dmitry Milyayev ve Vyacheslav Fedorishchev’i divana dahil etti. Stavropol Kray Bölgesi Valisi Vladimir Vladimirov, Ryazan Oblast Bölgesi Valisi Pavel Malkov, Rus Cumhuriyeti Yakutistan (Saha Cumhuriyeti) Başkanı Aysen Nikolayev, Arhangelsk Oblast Bölgesi Valisi Alexander Tsybulsky ve Kaluga Oblast Bölgesi Valisi Vladislav Shapsha da yeni üyeler arasında yer aldı. Başkanlık Divanında ayrıca, Moskova Oblast Bölgesi Valisi Andrey Vorobyovm "Veri Ekonomisi", Sivastopol Valisi Mihail Razvojayev "Kültür ve Geleneksel Değerler", Tataristan Başkanı Rüstem Minnihanov ise "Yaşam İçin Altyapı" alanlarında sorumlu oldu. Putin'in eski Samara Oblast ve Kaliningrad Oblast bölgelerinin valileri ile bazı üst düzey yetkilileri divandan çıkararak, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Enerji Bakanlığı pozisyonlarına atadığı belirtildi. Bu değişikliklerin, ülkenin iç ve dış politikasının uyumlu yönetimi ile sosyal-ekonomik kalkınmayı desteklemek amacı taşıdığı vurgulandı.
(Ведомости, “Путин обновил состав президиума Госсовета”, (25.07.2024))
Rusya Merkez Bankası Faiz Oranını Enflasyonu Dizginlemek İçin Yükseltti
Rusya Merkez Bankası, enflasyonu kontrol altına almak amacıyla 26 Temmuz’da gerçekleştirdiği toplantıda politika faizini 200 baz puan artırarak yıllık %18’e çıkardı. Banka, Aralık 2023'teki %16’lık oranın ardından mevcut artışı gerekli gördü; zira iç talep, mal ve hizmet arzının genişleme kapasitesini aşarak enflasyonu hızlandırdı. Bu yükselişi öngören ekonomistler, enflasyon beklentilerinin %4 hedefine geri dönme konusundaki güveni zayıflattığını belirtti. Rusya Merkez Bankası, 2024 için enflasyon tahminini %6,5-7 seviyesine yükseltti ve ekonominin %3,5 büyüyeceğini öngörmekte. Ancak, enflasyonun 2025'te %4 seviyelerine gerilemesi hedefleniyor. Tüketici fiyatlarındaki artış oranı sabit kalırken, vatandaşların enflasyon beklentileri de %12,4’e yükseldi. Banka, artan kredi talebi ve tüketici güveninin yüksek kalması karşısında ek önlemler almayı değerlendirmektedir.
(Ведомости, “Банк России повысил ключевую ставку”, (26.07.2024))
AB’nin Kuzey Akım Sessizliği Hakkında
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Avrupa Birliği ülkelerinin Kuzey Akım boru hatlarına yönelik sabotaj hakkında sessiz kalmasını teslimiyet olarak değerlendirdi. Orban, Romanya'daki bir konuşmasında, bu saldırının ABD’nin talimatıyla gerçekleştirildiği yönünde güçlü şüpheler olduğunu belirterek, Almanya'nın bile kendi mal varlığına yönelik bu terör saldırısına tepki göstermemesini eleştirdi. Orban, Avrupa’nın bağımsız politikalar izleyemediğini ve ABD'deki Demokrat Parti’nin çizgisini takip ettiğini vurguladı. 26 Eylül 2022’de Baltık Denizi’nde Kuzey Akım boru hatlarında meydana gelen hasar sonrası Rusya, saldırının Batı kaynaklı olduğunu öne sürmüş ve olayı İsveç, Danimarka ve Almanya soruşturmaya başlamıştı. Ancak Temmuz 2024’te Almanya, soruşturmaya dair ayrıntı yayımlamayacağını duyurdu. Orban, Macaristan’ın kendi enerji güvenliğine yönelik böyle bir saldırıyı terör eylemi ve savaş nedeni olarak göreceğini belirtti.
(Ведомости, “Орбан счел капитуляцией молчание ЕС на тему подрыва «Северных потоков»”, (27.07.2024))
Moldova, 1946-1947 Yıllarındaki Kıtlığı Soykırım Olarak Tanıyabilir
Moldova Parlamentosu Başkanı ve İktidardaki Eylem ve Dayanışma Partisi lideri Igor Grosu, 1946-1947 yıllarında Moldova’da yaşanan kıtlığın soykırım olarak tanınması için bir girişimde bulunabileceklerini açıkladı. Grosu, yalnızca kınama beyanları ve trajediyi anmanın yeterli olmadığını, bu konuda daha ileri adımlar atılması gerektiğini belirtti. Bu girişim, geçmişte bazı Moldovalı siyasetçiler tarafından da dile getirilmiş, kıtlığın sorumluluğu SSCB yönetimine yüklenmişti. Ancak eleştirmenler, Moldova'nın Romanya’ya bağlı olduğu 1918 ve 1930 yıllarında da kıtlık yaşandığını savunarak bu iddialara karşı çıkmakta. Öte yandan, 21 Haziran’da Moldova Cumhurbaşkanı Maia Sandu, ülkenin AB üyeliği sürecini başlatma kararı aldı ve başmüzakereci olarak Avrupa entegrasyonundan sorumlu Başbakan Yardımcısı Cristina Gerasimova’yı atadı. Sandu, AB üyeliğini Moldova’nın barış ve refahı için tek çıkış yolu olarak görürken, Rusya’dan yapılan açıklamalarda bu sürecin AB’nin geleceğini olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulunulmakta.
(Ведомости, “В Молдавии могут признать геноцидом голод 1946-1947 годов”, (28.07.2024))
Rusya'dan İsrail-Türkiye Gerilimine Tepki
Rusya Dışişleri Bakanlığı Enformasyon ve Basın Dairesi Başkanı Mariya Zaharova, İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik sözlerini eleştirerek, ABD’nin Irak’taki askeri müdahalesinin Amerikan dış politikasının suçlu ve yıkıcı doğasının simgesi olduğunu belirtti. Katz, sosyal medya üzerinden Erdoğan’ın idam edilen Irak lideri Saddam Hüseyin’in izinden gittiğini ima ederek, geçmişte Irak’ta yaşananların unutulmaması gerektiğini belirtmiş ve Hüseyin’in kötü durumdaki bir fotoğrafını paylaşmıştı. Zaharova, Irak'ta ABD ve müttefiklerinin yasadışı işgali, yalanlara dayalı silah iddiaları ve Irak liderlerinin yasa dışı infazlarına işaret ederek, Katz'ın bu tür uluslararası eylemleri onaylayıp onaylamadığını sorguladı. 28 Temmuz’da Erdoğan, İsrail'e karşı askeri müdahale imasında bulunmuş, ancak bunun net bir açıklamasını yapmamıştı.
(Ведомости, “Захарова прокомментировала слова главы МИД Израиля об Эрдогане и Хусейне”, (29.07.2024))
Rusya Devlet Duması, Kripto Para Piyasası Düzenlemelerini Onayladı
Rusya Devlet Duması, kripto para madenciliği ve dolaşımı ile uluslararası ticarette kripto para kullanımı konularında düzenlemeleri içeren yasa tasarılarını ikinci ve üçüncü oturumlarda kabul etti. Rusya Devlet Duması Üyesi Anton Gorelkin, tasarının ikinci okumada yapılan değişikliklerle, bireyler için madencilik yapma ve kripto para dolaşımına ilişkin önceki yasakların kaldırıldığını belirtti. Kripto paralar, yaptırımları aşmak ve yüksek teknoloji ihracatını teşvik etmek amacıyla stratejik bir araç olarak değerlendirilmektedir. Gorelkin, Rusya’nın kripto madenciliğinde dünyada ikinci sırada olduğunu ve düzenlemelerle ABD’yi geçerek lider olmayı hedeflediklerini belirtti. Ayrıca tasarı, dolandırıcılık risklerine karşı madencilik reklamlarını yasaklamayı planlanmaktadır. Banka, uluslararası ödemelerde kripto para kullanımını teşvik etmek için bir deneme platformu kurmayı hedeflemekte olup, yasanın 1 Eylül 2024’te yürürlüğe girmesi beklenmektedir.
(Ведомости, “Госдума приняла законопроекты по регулированию рынка криптовалют”, (30.07.2024))
Ukrayna Ekonomik Çöküşün Eşiğinde
Rusya Bilimler Akademisi'nden uzmanlar, Ukrayna'nın dış borç ödemelerini durdurma kararının yaklaşan bir temerrüdün sinyali olduğunu belirtiyor. Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden (IMEMO) Alexander Kamkin, bu kararın ülkenin finansal kaynaklarının neredeyse tükendiğine işaret ettiğini ifade ediyor. Uzmanlar, Batı’nın Ukrayna’nın ekonomik durumu üzerinde baskı kurarak savaşın sona erdirilmesini hedeflediğini belirtiyor. Avrupa Birliği'nden ek finansman sağlamak için bu kararın bir pazarlık unsuru olarak kullanıldığı ve Ukrayna’nın bu yolla kredi verenleri etkilemeyi amaçladığı düşünülmektedir.
(Ведомости, “Что значит разрешение заморозки выплат по долгу Украины до октября”, (31.07.2024))